DİĞER
“Taşrayı anlamak ve anlatmak için hep aynı formülü uygulamak ne kadar özgün ve yaratıcı? Bu yıl Altın Portakal’da yarışan ve Boğaziçi Film Festivali’nde gösterilen iki film, Kar ve Ayı ile Karanlık Gece üzerinden bu soruya cevap arayalım…”
“Kitap niçin satılmıyor?” Bu soru yazarı, yayıncıyı, kitapçıyı ve de okuru çok uzun yıllardır meşgul ediyor. Geçmişte bu konuyla ilgili yayınlanmış çok sayıda yazı da bulmak mümkün. İşte, onlardan biri, Sabih Alaçam’ın 1939’da kaleme aldığı “Kitap niçin satılmıyor?” başlıklı yazısı…
"Metin Bey’in potansiyelinin ne kadar zengin olduğunu biliyordum, ama tahminlerimin üstünde biriyle karşılaştım. Bir de beni şaşırtan ne oldu biliyor musun; bu kadar doğuştan yetenekli, bu kadar o yeteneğin üzerine çalışmasıyla ve bilgi birikimiyle kendisini donatmış bir insanın daha öfkeli olmasını beklerdim, burada, bu ülkede…"
"Feminist eleştiriden sembolizme, Marksist eleştiriden psikanalitik eleştiriye, metinlerarasılığa kadar çok çeşitli okullardan, yordamlardan geçerek, bilgiyi süzerek kendi bakışını, kendi metnini oluşturur Ergun. Buradaki feminist eleştiri ise radikaldir, dünyayı kökten değiştirme arzusuna yöneliktir."
"Çocukluğumdan beri tanıdığım, henüz entelektüel değerini anlayacak yaşta olmadığım için güzelliğini hayranlıkla seyrettiğim, o aklımla zarafetine hapishaneyi bir türlü yaraştıramadığım, sonra nice kitabı çevirisinden okuduğum, daha da sonra birlikte çalışma onuruna erdiğim Seçkin Selvi’nin hayatı... Ve o hayat öylesine zengin ki, hâlâ yepyeni şeyler öğreniyorum."
"Turkish Kaleidoscope is an oral history of the past. It is also, in some important sense, a pre-history of the present moment."
"Bundan önce de 'yol sesi' heyecanıyla pek çok kez yollara düştü, gördüklerini de (elbette) yazdı Zeynep Oral. Ülkelerden çok 'bilmediğimiz, tanımadığımız, merak bile etmediğimiz, tanımaya pek de çalışmadığımız toplumlar'ı yazdı. İçlerinde özellikle Katmandu’dan Meksika’ya’yı unutamam. Bu seferki 'yol sesi' masa başından yükseliyor."
"İllüstrasyonun yaşamımıza tatlı tatlı sızmasından kendi adıma müthiş haz alıyorum. Sayıları hızla artan genç illüstratörler başardı bunu. Kat edilecek daha çok yol, çözülmesi gereken çok sorun var elbet. Ama üretim artarak devam ediyor. O halde sözü onlardan birkaçına bırakmanın zamanı şimdi..."
Otuz yıl sonrasının Türkiye’si nasıl bir yer olacak? Cevaplaması çok güç bu soruyu, Şahin Alpay ta 1991’de, Türkiye’nin önde gelen 32 simasına yöneltmiş… Bugünden bakınca cevaplar, beklentiler ve gerçekler arasındaki tezat dikkat çekici.
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Yayıncılık Konferansı'na çok sayıda edebiyatçı, yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, telif ajansı, kitapçı, dağıtımcı, kütüphaneci ve akademisyen katıldı
Peki, ifade özgürlüğü neden savunulmalı ve neden önündeki engellerin hepsinin kaldırılması için mücadele edilmelidir...
Zaman varsa, kadın içindeki kendine ait odalarının kapılarını tek tek açacak, dilerse de kapatacak. Kendini kuracak; düşlerini, dilini, cümlelerini ve isterse de yıkacak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.